DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, 190 sayılı Siber Güvenlik Kanunu Teklifi’nin11’inci maddesi üzerine Yeni Yol grubu adına söz aldı.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, 190 sayılı Siber Güvenlik Kanunu Teklifi’nin11’inci maddesi üzerine Yeni Yol grubu adına söz aldı.
Konuşmasında, siber güvenliğin önemine dikkat çeken Avşar,stratejik ve kritik bir milli mesele olduğunu, gerekli adımların atılması gerektiğini ancak bu kanun teklifiyle getirilen modelin, demokrasi ve özgürlükleri baskı altına alarak ülkemizi AB normlarından Rusya-Çin eksenine doğru kaydırdığını söyledi. Avşar,teklifin muhalifleri bir susturma aracı olarak kullanılabileceğini ve geri çekilmesi gerektiği uyarısını yaptı.
‘Siber güvenlik son derece stratejik ve kritik bir konudur’
Sözlerine siber güvenlik tanımıyla başlayan Avşar, siber güvenliğin bireyler ve şirketler için olduğu kadar, ülkeler için de son derece stratejik ve kritik bir konuolduğunu belirtti.Avşar, modern devletlerin altyapıları, savunma sistemleri, kamu hizmetleri ve ekonomileri artık dijital sistemler üzerine kurulu olduğunu,bunun da ülkelerini siber saldırılara karşı savunmasız hale getirebileceğini ve buna karşı savunma mekanizmaları geliştirme durumunuifade etti.
‘Siber güvenlik, bir milli güvenlik meselesidir’
Siber güvenliğin ülkeler açısından taşıdığı anlama değinen Avşar,ülkelerin; savunma sistemleri, askeri iletişim ağları ve istihbarat sistemlerinin siber tehditlerin doğrudan hedefi olduğunu, terör örgütlerinin kritik altyapılara sızarak kaos yaratabileceğini, enerji santralleri, ulaşım sistemlerigibi kritik altyapılarınsiber saldırıların hedefi olabileceği gibi birçok kritik konuda çalışılmalar yapılması gerektiğini öngördüğünü belirtti.
‘Bu model ile demokrasi perspektifimiz, AB’den Rusya ve Çin’e doğru kaymaktır’
Bu kanun ileSiber Güvenlik Başkanlığının (SGB) hem dış hem iç tehditlere karşı yetkilendirilmiş bir yapı olarak düzenlendiğine dikkat çeken Avşar, “Ancak öncelikle siber güvenlik dışarıdan gelecek tehditlere odaklanır, içeride gerçekleşme riski taşıyan siber tehditlere karşıda önlem alır. Getiren kanun teklifi bunun tam tersi düzenlemeler içeriyor. Yani vatandaşının bireysel özgürlük ve veri güvenliği alanını ihlal eden, kişisel veri peşinde koşan, anayasaya aykırı yetkiler veren bir düzenlemedir” diye konuştu.Bu noktada bazı ülkelerin siber güvenlik politikalarıyla kıyaslama yapan Avşar,Çin ve Rusya’nın iç tehdit odaklılığının çok yüksek, dış tehdit odaklılığı iseyüksek olduğunu buna karşınABD ve AB’nin iç tehdit odaklılığınınorta, dış tehdit odaklılığın ise çok yüksekolduğu söyledi.Avşar, bu model ile ülkemizdeki mevcut durumun ABD-AB perspektifinden Rusya-Çin’e kaydığını ve Başkanlığa geniş yetkiler verilerek baskı ve otoritenin arttıracağını belirtti.
‘Bu kanun, muhalifleri bir susturma aracı olabilir’
Kanunun mevcut haliyle dezenformasyon kampanyaları ve algı operasyonlarını da siber tehdit kapsamında tanımlayan ucu açık, muğlak ve istenilen her yere çekilebilecek ifadeler üzerinden yeni bir suç tanımı inşa edilebileceğini ve bu kanunun bir susturma aracı haline gelebileceğini belirten Avşar, “Bu model, Çin ve Rusya’daki benzer yapılarla örtüşürkenRusya’da ‘yabancı ajanlık’, ‘aşırıcılık’, ‘kamu düzenini bozma’ gibi kavramlar nasıl muhalifleri ve sivil toplum örgütlerini kriminalize etmek için kullanılıyorsa, Türkiye’yi de bu durum, içe dönük tedbirler bakımından hızla otoriter rejimlere yakınlaştırır” dedi.Avşar, buna karşın ABD, İngiltereve Avrupa Birliği’nin dijital düzenleme modelleri, çok paydaşlı, şeffaf, sivil denetime açık ve ifade özgürlüğünü korumaya öncelik veren bir yaklaşımı esas aldığını, bu ülkelerde dijital içerik düzenlemeleri, bağımsız yargı denetimi ve sivil toplumun aktif katılımı ile şekillendiğini belirtti.
‘Ağır uluslararası yaptırımlar ve ciddi kamu zararına yol açılabilir’
Avşar, bu teklifin kanunlaşması halinde meydana gelecek olası riskleri şöyle sıraladı: “İfade özgürlüğü üzerindeki baskının artma riski, yargı denetimi olmaksızın geniş veri toplama yetkisinin kişisel mahremiyeti zedeleme riski, özel sektör ve yabancı yatırımcılar için güven ortamının zayıflama ihtimali, en önemlisi dedijital haklar meselesinin bireylerin özel hayatını koruyan ve ifade özgürlüğünü savunan küresel bir insan hakları meselesine dönüşmüş, gelecekte çok daha kritik hale gelecektir. Bu alanda hesapsızca atılan adımlar, devleti ağır uluslararası yaptırımlarla karşı karşıya bırakma ve ciddi kamu zararına yol açma riskleritaşımaktadır.”
‘Söz konusu kanun teklifi, geri çekilmelidir.’
Avşar, kanunun aşırı yetkili mevcut haliyle, ambalajı ve içeriği açısından çelişkili olduğu, dış kaynaklı saldırıları önceleyen, başlığı ile uyumlu bir şekilde yeniden düzenlenmesi için geri çekilmesi gerektiğini belirtti.
Kaynak: Haber Merkezi