Suriye’deki savaş, Esad yönetiminin devrilmesinin ardından büyük bir kaosa yol açtı.
Suriye’deki savaş, Esad yönetiminin devrilmesinin ardından büyük bir kaosa yol açtı. Çeşitli grupların, ülkenin kontrolünü ele geçirme çabaları devam ederken, Halep operasyonu ve sonrasında gelişen olaylar, bölgenin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası oluşturdu. HTŞ’nin (Hayat Tahrir el-Şam) genişlemeye devam etmesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğü konusundaki belirsizlik, ülkedeki en kritik meseleler arasında yer alıyor.
İsrail ordusu sözcüsü Arye Sharuz Shalicar, Suriye’nin üç parçaya bölünmesini savundu. Bu plana göre, Lazkiye ve Tartus’ta bir Nusayri devleti kurulmalı, YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesi sağlanmalı ve İsrail ile sınır paylaşmalı. Türkiye’nin ise bu denklemden çıkarılması gerektiği ifade ediliyor. Shalicar’ın önerisi, Suriye’nin geleceği üzerine yapılacak tartışmaların boyutunu büyütüyor.
Kasım ayında başlayan Halep operasyonu sonrası, Suriye ordusunun Deyrizor’dan çekilmesiyle YPG, bu bölgeyi kontrol altına aldı. Ancak, YPG’nin Batı’daki genişleme planları kısa sürede sekteye uğradı. Esad yanlısı HTŞ’nin ilerleyişi, YPG’nin Arap topluluklarıyla yaşadığı çatışmalar ve ayaklanmalarla birleşti. Deyrizor’daki Arap isyanları, YPG’nin bölgedeki hakimiyetini zayıflattı. Arap toplulukları, YPG’nin liderliğinden memnun olmayarak ayaklanmalara katıldılar. Bu, YPG’nin kontrolündeki büyük şehirlerde, özellikle Rakka ve Haseke’de de benzer protestoların başlamasına neden oldu.
Suriye Milli Ordusu (SMO), operasyonlarını hızla Fırat’ın doğusuna kaydırmış durumda. Tel Rıfat ve Münbiç gibi bölgelerde YPG’den alınan alanlar, SMO’nun kontrolüne geçerken, Karakozak köyü gibi stratejik bölgelerde de benzer adımlar atıldı. SMO’nun, YPG’nin bölgede daha fazla ilerlemesini engellemek için bölgeye yönelik operasyonları, Suriye’nin kuzeydoğusundaki denklemi değiştirebilir.
YPG’nin bölgede yalnızlaşma eğiliminde olduğu gözlemleniyor. ABD’nin Suriye’deki desteğinin azaldığını belirten YPG, gelecekte nasıl bir strateji izleyeceğini tartışırken, Rusya için de önemli bir fırsat doğmuş durumda. Rusya, Suriye’deki üslerini korumak adına yeni yönetimle anlaşma arayışına girmiş olsa da, Türkiye ile yapılan ortak devriye görevlerinde bazı gözlem noktalarını terk etti. Bu, Rusya’nın Suriye’deki gücünün zayıfladığına işaret ediyor.
Fırat’ın batısında YPG’nin tutunamaması ve doğusunda kontrolün zayıflaması, bölgedeki güç dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. YPG’nin HTŞ ile müzakerelere girmesi, bu mücadelenin sonucunu belirleyebilir. Ayrıca, Arap topluluklarının YPG’ye karşı artan baskıları, terör örgütünün bölgede kalabilme şansını zorlaştırıyor. Bu gelişmeler, Suriye’nin geleceğinde önemli değişimlere yol açabilir.
Sonuç olarak, Suriye’nin kuzeydoğusunda ve özellikle Fırat’ın doğusunda yaşanan gelişmeler, ülkenin geleceği için kritik bir dönemeç oluşturuyor. YPG’nin kontrolü zayıflarken, SMO ve HTŞ gibi grupların etkisi artıyor. Bu süreç, Suriye’nin siyasi yapısını yeniden şekillendirebilir.
Kaynak: Haber Merkezi
