AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Grup Toplantısı’nda TÜSİAD’ı hedef alarak “komprador burjuvazi” kavramını gündeme getirdi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Grup Toplantısı’nda TÜSİAD’ı hedef alarak “komprador burjuvazi” kavramını gündeme getirdi. Erdoğan, bu kavramı dile getirirken, iktidarının 2002’den bu yana uyguladığı uluslararası sermayeye yönelik yapısal reformlar ve özelleştirme politikaları gibi konuları ele almadı. Ancak kavramın toplumsal kabulü ve yaygınlık düzeyinin Erdoğan’ı bu terimi kullanmaya sevk ettiği düşünülebilir.
Komprador Burjuvazi Kavramı Nedir?
“Komprador” terimi, Portekizce comprador kelimesinden türemiş olup, “satın alan” veya “aracı tüccar” anlamına gelir. Bu terim, 19. yüzyılda Batılı sermayedarların çıkarlarını savunan yerel aracı tüccarları tanımlamak için kullanıldı. “Burjuvazi” ise kapitalist üretim ilişkilerinde sermaye birikimi yapan ve mülkiyet sahibi olan sınıfı ifade eder.
Marksizm ve Komprador Burjuvazi
Komprador burjuvazi kavramı, özellikle Marksist kuramda, ulusal burjuvazinin dışa bağımlı, sömürgeci güçlerle işbirliği yapan yerel sermaye sahiplerini tanımlamak için kullanılır. Bu sınıf, yerel ekonomiyi kalkındırmak yerine dış sermaye için bir uzantı gibi hareket eder. Komprador burjuvazinin çıkarları büyük ölçüde uluslararası sermayenin çıkarlarıyla örtüşmektedir.
Komprador Burjuvazi ve Küreselleşme
Günümüz küreselleşen ekonomisinde, komprador burjuvazinin rolü tartışmalıdır. Bazı yorumcular bu yapıyı, ulusal ekonomilerin gelişimini engelleyen bir engel olarak görürken, bazıları küresel piyasalara entegrasyonun bir sonucu olarak değerlendirmektedir. Bağımlılık teorisi ve post-kolonyal teori gibi alanlarda da, bu kavram yabancı sermayenin yerel elitler aracılığıyla etkisini sürdürmesini açıklamak için kullanılmaktadır.
Türkiye’de Komprador Burjuvazi Tartışmaları
Türkiye’de komprador burjuvazi kavramı, özellikle 1980 sonrası neoliberal politikalar çerçevesinde sıkça tartışılmaktadır. Küresel sermaye ile bütünleşen büyük sermaye gruplarının varlığı, bu kavramın Türkiye’deki önemini artırmıştır. Özellikle ithalatı teşvik eden politikalar ve yerli üretimi ikinci plana iten ekonomik modeller, komprador burjuvazinin güçlenmesine neden olmuştur. Bu durum, sol ve Kemalist çevreler tarafından eleştirilirken, liberal gruplar ekonomik büyüme için gerekli bir süreç olarak yorumlamaktadır.
Kaynak: Haber Merkezi