AYM’nin Madımak Kararı TBMM Gündeminde: ’38 Kişinin Kaçı Cezaevindeydi?’

Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te, Pir Sultan Abdal kültür etkinliklerine katılmak için kente gelen 33 aydın ve 2 otel görevlisinin Madımak Oteli’nde yakılarak katledildiği Sivas Katliamı davasında kritik bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi (AYM), Sivas katliamı davasında idam cezası alıp, sonrasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilen 23 kişiden 17’sinin tahliye edilmesine karar verdi. Bu karar tartışma yaratırken, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Adalet Bakanlığı’na yanıtlanması için soru önergesi verdi.

Önergedeki Sorular:

Karasu, önergesinde şu soruları sordu:

• Ceza alan 38 kişiden kaçının cezaevinde bulunduğu,
• Hangi hükümlülerin hangi tarihlerde salıverildiği,
• Şu an cezaevinde kaç sanığın olduğu,
• Yakalanamayan kaç sanık bulunduğu.

Ayrıca, Madımak Katliamı’na ilişkin, katliamın açık bir terör eylemi olmasına rağmen sanıkların terör örgütü üyesi olarak yargılanmaması konusunda AYM kararının hukuka aykırı olup olmadığı ve benzer davalardan salıverilen diğer kişilerin olup olmadığına dair sorular da yer aldı.

Karasu’dan Açıklama:

Karasu, gazetemize yaptığı açıklamada, “Biz intikam peşinde değiliz. Gerçek adaletin peşindeyiz. Verilen salıverme kararları, özgürlük kapsamında değerlendirilebilir. Ancak yaşam özgürlüğünden de önemli bir haktır. Yaşam hakları ihlal edilmiş olan 35 insan var” diyerek adalet talebini yineledi.

Örgütlü Eylem ve Hukuka Aykırılık:

Karasu, katliamın örgütlü bir şekilde gerçekleştirildiğini, sanıkların affedilip salındığını ve firarilerin yurt dışında cirit attığını belirtti. Ayrıca, bu katliamın bir “örgütler koalisyonu” tarafından işlendiği, ancak dava sonucunda gerçek katillerin yargılanmadığına dikkat çekti. Karasu, “Bu suçu işleyenleri, azmettirenleri tarih ve insanlık asla affetmeyecek. Biz adalet gelene kadar susmayacağız, affetmeyeceğiz” diyerek tepkisini dile getirdi.

Karasu’nun önergesi ve yaptığı açıklamalar, Madımak Katliamı’na dair adalet arayışını sürdürenlerin, sürecin hukuki ve toplumsal açıdan sorgulanmasına yönelik bir adım olarak öne çıkıyor.

Kaynak: Haber Merkezi