2024 yılı, Türkiye’de laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin hız kazandığı bir yıl olarak tarihe geçti.
2024 yılı, Türkiye’de laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin hız kazandığı bir yıl olarak tarihe geçti. AKP ve ittifak ortakları, laikliğe yönelik tepkilerini artırırken, anayasal düzenin temelleri de tartışmaya açıldı.
Yılın ilk günlerinde, 1 Ocak’ta İstanbul’da düzenlenen “Filistin’e destek mitingi”, hilafet bayrağının açılmasıyla gündem oldu. Cumhuriyetçi çevrelerden tepkiler gelirken, Ankara Barosu bu eyleme izin veren İstanbul Valisi Davut Gül hakkında suç duyurusunda bulundu. MHP lideri Devlet Bahçeli ise hilafet bayrağı açılmasını eleştirenlere tepki gösterdi ve dini ifadelerle tarafını belli etti. Aynı mitingin bugün tekrar düzenleneceği bildirildi.
20 yaşındaki Ahmet Bostancı’nın laiklik karşıtı ifadeleriyle başlayan süreç, İstanbul Anadolu Adliyesi’nde tahliye sonrası atılan “Yaşasın şeriat” sloganlarıyla devam etti. Bu olay, laiklik savunucuları tarafından büyük tepkiyle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Şubat’ta yaptığı konuşmada şeriat karşıtlığını eleştirdi ve kelime-i tevhid bayrağına yönelik suç duyurularını sert bir dille eleştirdi. Erdoğan, laiklik karşıtı süreçte siyaseten desteğini açıkça ortaya koydu.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 2024-2028 Stratejik Planı’nda sekülerliği “risk” olarak tanımladı ve sekülerleşme karşıtı toplumsal farkındalık artırıcı çalışmalar yapılacağını duyurdu. Bu hamle, laikliğe yönelik eleştirilerin artmasına neden oldu.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, anayasanın ilk dört maddesinin tartışmaya açılması gerektiğini belirtti. Özellikle dördüncü maddenin “gelecek nesillerin iradesine ipotek koymak” anlamına geldiğini savundu. AKP ve destekçileri de bu tartışmaları gündemde tutarak laik düzenin temellerine yönelik eleştirilerini sürdürdü.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, laikliği eleştirerek Cumhuriyetin geçmişteki laiklik politikalarına yönelik sert ifadeler kullandı. Tekin, laikliğin dini inanç ve ibadet özgürlüğünü garanti altına alması gerektiğini savunarak tepkilere yol açtı.
Menzil cemaatinin lideri Abdülbaki Erol’un ölümünün ardından, cemaat içinde yaşanan miras kavgası nedeniyle bir şeriat mahkemesi kurulduğu açıklandı. Bu gelişme, laiklik karşıtı eylemlerin 2024’te nasıl geniş bir boyuta ulaştığını gözler önüne serdi.
Aralık ayında Diyarbakır’da düzenlenen “Medresenin Geleceği Çalıştayı”nda, medreselere Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yasal statü kazandırılması talep edildi. Bu durum, laik eğitim sistemine yönelik tehditler arasında değerlendirildi.
2024 yılı boyunca devam eden bu olaylar, Türkiye’de laiklik karşıtı hareketlerin ve tartışmaların hızla tırmandığını gözler önüne seriyor. Laikliğin anayasal dokunulmazlığı ve cumhuriyetin temel ilkeleri ciddi bir sınavdan geçiyor.
Kaynak: Haber Merkezi
